Uzun metrajlı filmlerle başlayacak şekilde film müzikleri konusunda hatırı sayılır bir geçmişimiz ve hafızamız var. On yılı aşkın süredir bu hafızaya dizi film müzikleri de eklenmiş oldu. Dizi filmlerin müzikleri ile beraber anıldığını söylemek artık yeni değil. Hatta bestelerin popülerliğinin yapıldığı diziden daha yüksek olduğunu belirmek de birkaç dönem öncesinin tartışması.
1993’te Süper Baba’yla başlayan (*) serüvenimiz bugün artık dizi müziklerini “cep telefonu melodisi yapmak” tutkunluğuna kadar geldi. Müzikte ayrı bir tür olup olmadığı tartışılır olsa da genel söylemle dizi film müzikleri popüler müzik alanının içinde kendine ayrı bir alan yarattı denilebilir. En azından görsele müzik yapmak görmezden gelinmeyecek bir birikimin ürünü olabilirdi ancak ve çekilen dizinin kalitesinden bağımsız (çoğu zaman onu kat be kat aşar nitelikte) önemli bestelerle ve bestecilerle karşılaştı televizyon izleyicisi. Derya Köroğlu, Cengiz Onural derken Kıraç, Gökhan Kırdar, Orient Expressions, Nail Yurtseven alanın önemli imzaları oldular.
Ve Kemal Sahir Gürel
2003’ten beri bu alanın istikrarlı bir diğer ismi de Kemal Sahir Gürel. Sanatçı 2003-2006 yılları arasında yaptığı besteleri toplu olarak sunuyor dinleyiciye. “Film Müzikleri” başlıklı Kalan Müzik’ten çıkan bu albümünde Gürel; üç uzun metrajlı film ile beraber beş dizi için yaptığı besteleri bir araya getirmiş.
Kemal Sahir Gürel’in Sultan Makamı, Kurşun Yarası, Aşka Sürgün, Hasret, Esir Kalpler, Kırık Yaşamlar Diyarı, Binbirgece Masalları ve Bir Aşk Hikayesi gibi televizyon dizileri için bestelediği 36 eserin kayıtlarına yer verilen bu albümde Gürel, Kazım Koyuncu, Erol Mutlu, Soner Akalın, Hakan Yeşilyurt gibi müzisyenlerle çalışmış.
Kemal Sahir Gürel 80’lerden beri yaptığı işlerle kendini kanıtlamış bir müzisyen. Dizi müziklerindeki başarısını da özellikle bu dönem “Hatırla Sevgili” dizisiyle devam ettiriyor. Dikkatli dinleyicinin ayırt edebileceği bir tarzı var sanatçının. Albümünde de bu özgünlük bir toplam olarak kendini belli ediyor. Elbette dinleyenin algısı ve kendinde oluşan his; müziğin hangi diziye yapıldığına göre değişiyor. Bu noktanın albüm bütünlüğünün önünde engel oluşturduğunu da ifade etmek gerek. Albüm içinde kimi diziler için perküsyon ağırlıklı parçalar öne çıkarken, kimi dizilerde yaylılar kimilerinde ise üflemeliler daha belirgin. O nedenle albümün dizilerden ve filmlerden oluşan 8 ayrı bölümden oluştuğunu söylemek yanlış olmaz. Bu durum Kemal Sahir Gürel’in “işini iyi” yaptığı sonucuna ulaşmamızı sağlıyor. Tersi herhalde her dizi için aynılaşma anlamına gelirdi ve bu durumda sanatçı yine iyi besteci olarak anılır fakat bu kadar dizi müziğine de imza atamazdı.
Albüm Sultan Makamı ile başlıyor. Birçok dizi içinde ayırdedilebilen sıcak samimi bir havası olan dizide; büyük sermayenin gözünü dikerek yıkmak istediği bir mahallenin “küçük insanlarının” hayata tutunma serüveni anlatılıyordu. “Sultan Makamı” hatırlarda hoş bir seda bırakmışken; dizinin müziklerini Gürel’in çalışması ile yeniden anımsamak, dinleyenleri keyifle karşılayan bir albüm özelliği veriyor bu çalışmaya. Bu dizideki tercihler çizilen karakterlerin niteliğine uygun olarak kırık keman soloları ve klarnet şeklinde. Gürel ile beraber dizinin müzik çalışmalarında yer alan Kazım Koyuncu’nun sesini duymak “makam”ın derinliğini artıyor.
Takibinde de “Kurşun Yarası” için epik zurna soloları, Aşka Sürgün’de bağlamalı, kavallı kürdi ezgiler bulmak mümkün. Fakat konu “dizi müziği” olduğu için müzikleri objektif olarak değerlendirip ayrı bir yere koymak mümkün olmuyor. Dinleyenin severek takip ettiği dizilerin müziklerine göre tercih yapması işten bile değilken “Sultan Makamı” en azından dizinin kendi sıcaklığı ile de birleştiği için albüm içinde özel bir yere sahip. Diğer dizi müziklerinde Kemal Sahir Gürel’in bestelerini nesnel olarak dinleyip keyif almak olası.
Yine de son olarak Kemal Sahir Gürel imzası ile bir furya olarak hayatımıza giren dizi müziklerinin olgunlaşıp bir yere oturma aşaması denilebilir. Ancak bir bestecinin yaratıcılığını sınırlaması muhtemel bir alan olmasından ziyade kendi özgün ve bağımsız bestelerini paylaşmasını dilemek, yazı boyunca dilimizin altındaki bakla!
(*) Aslında yeniden doğan. “Esas olarak dizi müziği ilk olarak 1970’li yıllarda Aşk-ı Memnu’da yapılmış ve hayli hatırda kalmıştı. Yalçın Tura’nın ve Timur Selçuk’un toplumda etki uyandıran dizi müzikleri de o yıllarda olmuştur. Tek kanalın da bunda etkisi var elbette. Süper Baba, 1993’te unutulmuş bir türü yeniden başlattı. ‘Bana bir masal anlat baba’ şarkısı bir fenomen oldu”. Cengiz Onural/07.02. 2003-Evrensel Gazetesi. “Müzik seri üretime geçti” başlıklı haber.
ZİYA ÖZIŞIK / 14/03/2007 - Evrensel Gazetesi