Hatırla Sevgili dizisinin müzikleri İstiklal Caddesi'nde ve mahallelerde yankılanıyor. Müzikleri hazırlayan eski Grup Yorum'lu Kemal Sahir Gürel, devrimci gelenekten gelmenin diziyi ve müzikleri daha iyi anlamayı sağladığını söylüyor.
Beyoğlu'nun girişindeyken daha kulağımıza 'Zor Yıllar' çalınıyor, devam ediyoruz bu sefer 'Gündoğdu', Galatasaray'a gelene kadar 'Hatırla Sevgili' dizisinin soundtrack'inden daha üç parça sayıyoruz. En son en havalısı oluyor. 'Hatırla Sevgili' çalarken, caddede yürüyen bir genç adam yanındaki sevgilisini belinden tutuyor, iki dans figürü yapıyorlar ve gülerek yollarına devam ediyorlar. 'Hatırla Sevgili'nin müziklerini yapan Kemal Sahir Gürel'e bunu anlatınca, yalnızca gülümsüyor. Daha öncesinde 'Aşka Sürgün', 'Sultan Makamı', 'Yandım Ali' gibi dizilerin ve filmlerin müziklerini, Kazım Koyuncu, Gökhan Birben gibi sanatçıların albüm düzenlemelerini yapan Gürel, belli ki buna pek alışık. Önümüzdeki günlerde bunun gibi şeyler yaşayacağı da kesin. Çünkü şimdilerde yeni yayınlanmaya başlayacak 'Elveda Rumeli' dizisinin ve yakında vizyona girecek Hüseyin Karabey'in filmi 'Gitmek'in de müziklerini hazırlıyor. Ama önce Erdal Güney, Hüseyin Yıldız'la birlikte kotardıkları 'Hatırla Sevgili'nin keyfini sürmek var.
Daha dizi bitmeden müzikleri yayınlanmaz ama...
Dizi yayınlanmaya başladıktan iki ay sonra 'Zor Yıllar' ve 'Yaralı Kalbim', Youtube'da bir milyonun üzerinde izlenmiş, yoğun bir cep telefonu indirmesi olmuş. Yaptığımız müziğin formatının düşürülerek ya da korsan yayınlanması bizi rahatsız ediyordu. Bu kadar ilgi görüyorsa orijinali olsun istedik. Bu öngörümüz de yanlış çıkmadı. Şu anda 40 binin üzerinde satışlar.
Neye bağlıyorsunuz diyeceğim. Hikâyenin ve müziğin naif olması mı, müziğin eski olması mı?
Dizilerin çoğu mafya, polisiye, ağa dizileri. 'Hatırla Sevgili' bütün o dizilerden daha farklı. Demokrat Parti dönemiyle başlıyor ve 80'lere kadar geliyor. Geçmişte var olanı ifade eden, yeni nesiller açısından yaşamadıkları şeyleri öğrendikleri, Deniz Gezmiş kim, Adnan Menderes niye asıldı gibi soruları sordukları, yakın tarihi öğrendikleri bir dizi. Yalnızca tarihi de değil, üçlü bir aşk hikâyesi de var. Bu nedenle birçok insanın ilgisini çekiyor. Daha yaşlı kuşaklar için nostaljik sayılabilir, o eski yıllara dönüp o duyguları tatmak olabilir. Müziklerin bu kadar beğenilmesinin nedeni o dönemlerin sound'u ekseninde yeni bir şarkı yaratabilmemiz olabilir. 'Zor Yıllar' gibi. 'Eskitme' bir müzik olmakla birlikte yeni bir duyarlılıkla yaratılıyor olması olabilir.
Dizi yakın tarihi anlatırken aslında yakın tarih müziğine de dokunuyor.
Bir müzik kesiti olarak baktığımızda iki müzik var. Türk halk müziği ve sanat müziği var o dönemde. Gelişen toplumsal muhalefetle ve gelişen devrimci dalga ile beraber, insanlar bir şekilde yaşadıkları şeyleri şarkıya dökmek istiyorlar. Yaparken kimilerinde yeni bestelerinden faydalanıyorlar, kimileri de türkülerden yararlanıyor. 'Olur mu?' Plevne türküsünden uyarlama. O dönemde bizzat devrimci ozanların bir şekilde ürettiği şeyler var: Mesela Gündoğdu. Sonra Ruhi Su'nun 'Zahit Bizi Tan'eyleme'si. Bundan sonraki bölümlerde 'Nurhak' ve 'Şarkışla' da gelecek. Denizlerin idam sürecinde söylenmiş şarkılar. Albümde de o dönemdeki devrimci şarkılar ile dönem olarak sanat müziği şarkısı arasında bir tarzın olması, aslında bu müziği ayrık ve sevimli hale getiriyor. Hem dönem müziğini hem muhalif müziği yakalamak bir şekilde ve sunmak bir sürü insanı da yakalamamızı sağladı.
Siz 'Sultan Makamı', 'Aşka Sürgün' dizilerinin 'Son Osmanlı Yandım Ali'nin de müziklerini yaptınız. 'Hatırla Sevgili'nin müziklerini yapmayı kabul etmenizdeki ana sebep neydi? Eski Grup Yorumcu olmanızın etkisi var mıydı?
O dönemi tabii ki o gelenekten gelen insanlar daha iyi ifade edebilir. Belki o sorumluluğu, o hevesi hissettik. Bir başkası ne derece özenli yapardı bilmiyorum. Bugün Şeyh Bedrettin filmi yapılsa onun müziklerini de seve seve yaparım. Yalnızca bir müzik grubunda yer almış olmak değil, o dönemi de yaşadık. 80 dönemi muhalefetinin içinde yaşayarak o kültürle donanmak önemli tabii. Ama ben 70'lerde yani çocukluğumda bile, dışarıdaki muhalefetten haberim yokken, Seldalar, Livaneliler dinlerdim. Kulağıma dolan seslerden ben de onlar gibi hissetmeye çalışırdım. Yani Grup Yorum öncesini de devrimci gelenekten çok ayrı yaşamış değilim. Ama Grup Yorum'da etle kemiğe büründü. Hem tarihi hem de o müziği iyice tanıyorsunuz. Mesela 'Gündoğdu' benim daha önce de çalıştığım bir parçaydı. Grup Yorum'un 'Marşlarımız' albümünde.
Oradaki faşist burada yanki olmuş.
Tam orijinalini biz de bilemiyoruz. Mesela 'Sobalarında Kuru da Meşe Yanıyor Efem'i de uyarlamışlar: 'Mahir Yoldaş Uzanmış da Yatıyor' diye. Çoğu halk türkülerinden uyarlanmış olduğu için orijinali pek bilinmiyor.
Çocukluğumda da ilgiliydim dediniz. Hem müzik hem politikayla mı?
Etrafımda sosyal demokrasiye inanan akrabalarım ve insanlar vardı. Giresunluyum. Annem ev hanımı, babam memurdu. Altı kardeştik, ben sondan bir önce. Benim müzik merakı muhtemelen anne tarafından gelmiş: Dayıların çoğu imam! Sesleri müziğe yatkındı. Biri çok güzel saz çalıyordu. Kardeşlerin hepsi bir şeyler çalardı. Oturur türkü söylerdik hep birlikte. Liseyi zor bitirdim. Liseden sonra İstanbul Üniversitesi Konservatuarı Türk Müziği'ne girdim, bağlama ve kaval üzerine yoğunlaştım. Kurslarda bağlama hocalığı yaptım. Türk Folklor Kurumu'nda öğrenim gördüm bağlama hocalığı yaptım. Sonra İTÜ Devlet Konservatuarı Temel Bilimler Bölümü'ne girdim. O yıllarda halk danslarının seslendirilmesinde çalışmalarım oldu. Davul zurna formatından çıkarıp orkestra formatına dönüştürdük. Sonra da Grup Yorum oldu.
Kaç albüm yaptınız Grup Yorum'la?
'Sıyrılıp Gelen'den 'Boran Fırtınası'na kadar. 12-13 albüm gibi.
Neden ayrıldınız peki?
İnsanlar tercihini yapar ve grupla birlikte yürümek istemez. Bu tercihin de çok özel anlamlandırılması gerekmez.
Niye artık bu tür siyasi şarkılar yapılmıyor?
Genel olarak hayatı karşılamak gerekiyor. Hep bilindik tarz ve kalıplar üzerinden gitmekten kaynaklı olabilir. Kendini yenilemeyince insanlar da istemiyor. Yeni nesiller geliyor ve o notalar onların koca zekalarına yetmiyor. Tabii ki onların da donanımsızlıkları var ama biz savunma mekanizmamızı onlar bizi anlasın diye geliştirirsek, çaresiz kalırız. Koca koca devrimci ozanların salonları dolduramaması, albümlerinin satamamasının nedeni hayat karşısında kendilerini yenileyememek. Galip gelen hayat yani.
Hatırla Sevgili / Kalan Müzik